ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

BAYBURT TARİHİ

M.Ö.2 Y.Y. dan itibaren Pontus krallığına bağlı olan Bayburt M.Ö. 40’lı yıllarda Roma hakimiyetine girmiştir. Urartular tarafından yapılan Bayburt Kalesi Roma İmparatoru Justinianus döneminde onarım görmüştür. M.S. 705 yılında Emevilerin eline geçen Bayburt 715 yılında Bizanslılar tarafından geri alınmıştır.

 850 yılından sonra Türklerle Bizanslılar arasında sürekli savaşlara sahne olan Bayburt, artık Müslüman Türklerin yerleşmeye başladıkları bir yer olmuştur.1048 yılına gelindiğinde bölge artık yoğun Türk nüfusuyla meskundur. 1054 yılında Bayburt Selçuklular tarafından fethedilmiştir. 1081 yılında Bayburt Selçuklu Devletine bağlı olan Saltuk oğullarının ve ardından Mengücek oğullarının egemenliğine girmiştir.

 Daha sonra Danişmentlilerin , ondan sonra da Bizanslıların eline geçen Bayburt’u Trabzon Valisi Teodor Gabras geri alarak kendi egemenliğini ilan etmiştir. Bayburt Moğol istilasıyla büyük bir yıkıma uğramıştır. 60.000 kadar Türkmen kitlesinin yerleştiği Bayburt Bölgesinden , 1000 kadar Türkmen bölgeye zarar veriyor gerekçesiyle Denizli taraflarına gönderilmişlerdir.

 Anadolu Selçuklu Sultanı Süleyman Şah’ ın kardeşi Mugusiddin Tuğrul Şah 1200 – 1230 yılları arasında Bayburt kalesini yeniden yaptırırcasına tahkim ettirmiştir.






Şehrin kuzeyinde yalçın kayalar üzerinde inşa edilmiş olan kalenin kimler tarafından yapıldığı kesinlikle yapıldığı bilinmemektedir . İlk yapının Ermenilere ait olduğu öne sürülse de , Bağrat sülalesi zamanında (885 – 1044) varlığından söz edilen Bayburt Kalesi’nin çok daha önce miladın ilk yüz yıllarında mahalli prens ve mücadele rinde rol oynadığı anlaşılmaktadır . Khorenli Movses’den öğrenildiğine göre Bağrat’ların geliştikleri devrede 1. asırda Bağrat’lı Piurad oğlu “Senbad” (Asbed) süvari başbuğu ve batı ordusu başkumandanı olarak atabeyliğini yaparak kurduğu hükümdar çocuklarını kendi müstahkem yerleri olan “Pepert” yani Bayburt Kalesi’ne 58 yıllarından önce kurulduğu ortaya çıkmaktadır . Kale Türklere geçmeden önce Roma , Ermeni , Bizans , Arap ve Kommenos hakimiyetlerinde kalmıştır . Zengin bir tarihe sahip olan Bayburt Kalesi’nin bir çok defa onarım gördüğü duvarlarında görülen farklı inşaat ve tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır . Buna göre Selçuklu hükümdarı

 II.Kılıçarslan’ın oğlu ve Erzurum Meliki olan Tuğrul Şah (Ö.622/1225) özellikle Trabzon İmparatorluğu’ndan gelecek saldırılara karşı müstahkem bir mevki olan bu kaleyi âdeta yeniden inşa ettirmiştir . Kale üzerinde bu yapımı belgeleyen 20 adet Arapça kitabe mevcuttur . Daha çok kapılarla şehre bakan cephelerdeki burçlarda yoğunlaşan kitabelerin 17. si Tuğrul Şah dönemi 1 adeti Kanûnî dönemi diğer iki adeti okunamamıştır . Bir müddette Akkoyunlular’ın elinde kalan kale 1514 yılında Osmanlılara intikal ettikten sonra Kanûnî Sultan Süleyman ve III. Murat dönemlerinde de büyük onarımlar görmüştür . 1647’de Bayburt’u ziyaret eden Evliya Çelebi kale içinde 300 evlik bir mahalle ile Ebü’l Feth Camii’nin bulunduğu yazmaktadır . Zaman zaman işgal ve tahribata uğrayan kale en son olarak 1828 Osmanlı – Rus savaşı sırasında Ruslar tarafından büyük çapta tahrip edilmiştir .






Anadolu Selçuklu Sultanlarından II. Gıyaseddin Mesut (1282 – 1298) zamanında yaptırıldığı kabul edilen caminin pek çok onarımlar gördüğü bilinmektedir. Son olarak 1967 yılında tümü ile ele alınıp ana plana uygun olarak yaptırılan caminin minaresi , mihrap önü kubbesine geçişi sağlayan mukarnaslı tromplardan bir kaçı ve asıl ibadet alanına açılan iki kapı orijinal yapıdan kalmaktadır . Caminin kuzey doğusunda bulunan minaresinin kaidesinde geçirdiği son büyük onarımı belgeleyen 1850 tarihli kitabe bulunmaktadır . Kare kaideli minarenin sekiz yüzlü pabuçluğunda ve yuvarlak gövdesinde geometrik ve bitki motifli mozaik çiniler Anadolu Selçuklu çinilerinin ilginç özelliklerini sergiler . Ayrıca caminin son cemaat yerinde beş kitabe mevcut olup , bu kitabelerden mihrabın iki yanında yer alanlar Osmanlıca iki ferman metnidir ve kadınların çalışma düzeni ile ilgilidir . Mihrabın hemen üstündeki kitabe Arapça bir kümbet kitabesidir ve 619/1222 tarihlidir . Dış duvar üzerindeki kitabe ise bir medrese kitabesidir , 1293/1820 tarihlidir . Son cemaat yerinin batı duvarındaki kitabe tamamen okunamamıştır .